Kayıtlar

2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Eğitim Sistemimiz

"Amerika'da insanın eğitim düzeyi arttıkça değerler bilinci yükseliyor, kişinin evrensel değerlere yatkınlığı ve bunu günlük yaşama yansıtması artıyor. Örneğin savaş karşıtı olarak hükümetlerine karşı çıkan, yazı yazan, yürüyüş yapanlar bu kesimden çıkıyor. Eğitilmiş Amerikan vatandaşı, eğitilmemiş olandan genellikle daha dürüst ve sorumluluk duygusu daha yüksek. Türkiye'de ise bunun tam tersi. Okumamış ve şehirleşmemiş Türk köylüsü bu ülkenin okumuş insanlarından daha dürüst, daha fazla değerler bilinci var. Sanki eğitim sistemimiz eğittiği kişide değerler erozyonu yaratıyor." 'Mış Gibi' Yaşamlar - Doğan Cüceloğlu

Gerçeklik Düzeyi Ayrımı

Resim
"Bir akvaryumun içinde yüzen balığı düşünün. Ayrıca, daha önce hiçbir akvaryum ve balık görmemiş olduğunuzu da kabul edelim. Bunlar hakkındaki bilgiyi iki televizyon kamerası aracılığıyla ediniyorsunuz. Bu kameralardan biri akvaryumun önüne, diğeri de yan tarafına yerleştirilmiş olsun. Bu iki kameranın monitörlerine baktığınızda, ekranlarda görmüş olduğunuz balıkların iki ayrı balık olduğunu düşünebilirsiniz. Kameralar farklı açılarda yerleştirilmiş olduğu için, görüntüledikleri imgelerde biraz farklı olacaktır. Ancak izlemeyi sürdürdüğünüz takdirde, sonunda iki balık arasında bir ilişki olduğunu fark edersiniz. Birisi dönünce, diğeride biraz farklı ama diğeriyle uyumlu bir dönüş içinde olacaktır. Birisi önden göründüğünde, diğeri yandan görünecektir vb. Eğer durumun tümüyle farkında olmadığınızı düşünecek olursak, balıkların birbirleriyle anında iletişim kurdukları gibi yanlış bir kanıya sahip olabilirsiniz, ama durum böyle değildir. Burada hiçbir iletişim yoktur, çünki daha

Yıldız ve Gezegenler Neden Farklıdır?

Resim
Bir gök cisminin yıldız mı yoksa gezegen mi olacağına ne karar verir? Bu cisimlerin oluşumlarında hangi farklar yıldız ve gezegenleri birbirinden ayrıyor? Uzayda, boşlukta var olan toz halindeki madde, kütle çekim kuvvetinin etkisiyle öbeklenirler. Öbeklenen tozdaki ağır elementler (Demir, altın vs.) kütle çekim etkisini daha fazla hissedeceği için öbeğin git gide iç kısımlarına batarken,  kütle çekim etkisini daha az hisseden   daha hafif elementler ise (Hidrojen, oksijen vs.) öbeğin dış kısımlarında kalır. Öbeğin merkezindeki kütle arttıkça, öbek daha fazla toz çeker ve nihayetinde çok fazla toz (madde) biraraya gelerek, ağır elementlerin yerküreyi, hafif elementlerinde atmosferi oluşturduğu bir yapı olan gezegen ortaya çıkar. Eğer boşluktaki madde miktarı aşırı fazla ise, bu sefer o kadar fazla madde öbeklenir ki ö beğin en iç kısımda kalan madde (çekirdek), dış kısımlardaki maddeler tarafından iyice sıkıştırılır ve sıkışan atomlar birbiri ile birleşerek (füzyon) mü

Bilimin İnsanlığa Dolaylı Katkısı

Resim
"Ve düşünsel, zihinsel gelişme serüveninin cazibesine, kendini çevreleyen gerçekliğin o ana kadar bilinmeyen yepyeni bölgelerine uzanabilmenin entelektüel hazzının cazibesine kendini kaptırma yeteneğinden yoksun olan biri bile, bugün içinde bulunduğumuz koşullarda ve konumda, o uzayın içinde boşlukta salınan mavi gezegeni gösteren bir fotoğrafın, insanları birbirinden ayıran her türlü siyasal, ideolojik ve dilsel sınırın ötesinde, en azından, içinde bulunduğumuz durumun önemli bir yanını belirgin biçimde bütün yurttaşların gözlerinin önüne serebileceğini anlaması gerekir: Dünyaya böyle bakabilme imkanına kavuşmuş oluşumuz; rekabetlerimizin ihtilaflarımızın sahnesine bakabilmek için şimdiye kadar bildiğimiz, alışık olduğumuz bu perspektiften böylesine somut biçimde kopup araya mesafe koyabilme imkanı; bilimin sağladığı, daha önce düşünülemeyecek bu fırsat, siyasal partilerin ya da kuruluşların sonu gelmeyen tartışmalarından, gelecek vaat eden önerilerinden çok daha yararlı v

Uzayda Silah Ateşlemek

Resim
Uzayda silahla ateş etsek, mermi çıktığında, Newton'un 3. yasası gereği, biz de benzer hızla geriye doğru gider miyiz? Böyle bir durumda tabii ki Newton'un yasası işleyecektir ancak meşhur F = m a ilişkisini hatırlarsak, mermideki barutun patlaması ile oluşan itme kuvveti (F) merminin kütlesi (m) az olduğundan mermiye çok yüksek bir ivme verecektir (a). Fakat aynı kuvvet bize de uygulanmasına karşın bizim kütlemiz mermiden çok daha fazla olduğu için bu sefer F = m a 'dan da görüleceği gibi m artınca a azalacak, yani bize kazandırılan ivme çok az olacaktır. Ek olarak silahı kütle merkezimize göre nasıl tuttuğumuz da bizim üzerimizde oluşacak etki açısından önemlidir. Silahı omzumuza dayayıp ateşlersek, kütle merkezinden uzak noktaya kuvvet uygulanacaği için bu bize doğrusal (vektörel) hızdan ziyade açısal hız (dönme) kazandıracaktır.  Aşağıdaki basitleştirilmiş görselden zihninizde hayal edebilirsiniz. İnsan kütle merkezini karın-göğüs arası düşününüz.

Hayal Gücünün Sınırı

Resim
Hayal gücü insanın gözüyle görmediği, kulağıyla duymadığı bir şeyin hayalini de kurdurabilir mi? İnsan, gözüyle görsel olarak, kulağıyla işitsel olarak, teniyle dokunarak, burnuyla koklayarak evreni algılar. Evreni algıladıkça beynindeki nöronlar (sinir hücreleri) bu algılarla şekillenir (nöronlar birbirleriyle bağlantılar kurarlar). Beynimiz, hayal görürken veya kurarken, beynimize daha önce algılar vasıtasıyla işlenmiş bu verileri kullanır. Bu verilerle aslında gözün görmediği veya kulağın duymadığı (yani gerçek dünyada uyarıcı olmaksızın) görsel ve işitsel "sanal" algılar oluşturur. Bu oluşturulan sanal algılar sayesinde bir hayalde gözümüzün önünde görüntüler belirir, veya rüyalarımızda sesler işitiriz. İşte bu yüzdendir ki daha önce herhangi bir yolla beynin algılamadığı şeylerin hayali kurulamaz, rüyası görülemez.

Siyah Karanlık Mıdır, Yoksa Karanlık Mı Siyah?

Resim
Siyah bir renk midir? Kırmızı renk ile siyah renk arasında ne fark var? Karanlık kavramı ile siyah renk arasındaki fark nedir, sonuçta ikisi de göze aynı görünüyor? Öncelikle görünür bant diye tanımlanan ışık frekansı aralığından bahsedelim. Bu frekans aralığındaki ışıklar gözümüze renk olarak görünürler. Örneğin görünür bantta olan en düşük frekanstaki ışık mor, en yüksek frekans ise kırmızı olarak gözükür. Aralıkta kalan frekanslarda mor, yeşil, sarı vs. şeklinde gözükür. Eğer tüm bu frekansların hepsine birden sahip bir ışıktan bahsediyorsak, bu ışık beyaz olur. Şimdi, önümüze bir kırmızı telefon koyalım. Bulunduğumuz oda dışarıdaki ışıktan tamamen yalıtılmış ve odada beyaz renkli bir lamba yanıyor olsun. Lambadan ortaya çıkan görünür bantta tüm frekanslara sahip foton kırmızı telefona ulaşır ve telefon fotondaki kırmızıya denk gelen frekans dışındaki tüm frekansları adeta emerek yok eder, sadece kırmızı rengin frekansına sahip foton olarak bu fotonu yansıtır. Nih

Gerçek Bilge Kişiler

Resim
''Cahillerin huzurunda derin ve mühim meseleler açılırsa sukutu muhafaza et. Zira henüz hazmetmedigini iade etmekte büyük bir tehlike vardır. Bir gün bir kimse çıkar da senin hiçbir şey bilmedigini ileri sürerse ve sen bu iddia karşısında öfkelenmezsen o zaman filozof olmaya başladıgını anla. Zira Koyunlar ne kadar yem yemiş olduklarını çobanlarına gidip göstermezler, fakat yedikleri yemi iyice hazmettikten sonra süt ve yün yaparlar. Sen de cahillere güzelce vecizeler sayıp dökme iyice hazmetmişsen bunları hareketlerinle göster.'' Epiktetos - Sohbetler ve Düşünceler

Yaşama Müsait Olmayan Gezegenlerin Varlığı

Resim
Evrende yer alan tek hayata müsait gezegen sadece Dünya mı? Eğer Dünya ise bu kadar fazla yaşama uygun olmayan yıldız ve gezegen oluşunun anlamı nedir? Evrende tek gök cisminin Dünya gezegeni olduğunu varsayalım. Üzerlerinde herhangi bir tür yaşam formu olmayışıyla neden bu kadar yıldız ve gezegen anlamsız olsun ki? Sonuçta yerküremizin üzerinde hayatın var olabilmesi için yıldızımız olan Güneş gerekliydi. Güneş'in var olabilmesi içinse Samanyolu galaksisi. Ve zincir böyle uzar. Diğer yandan ise yaşama olanak sağlayan bu yerküredeki çeşitli atomlar (havadaki oksijen atomu, sudaki Hidrojen atomu, topraktaki Demir atomu vs.) diğer yıldızların doğup, yaşayıp, ölümleriyle ortaya çıktı. Bu nokta da Dünya'daki yaşam diğer yıldızlara muhtaç. Doğal olarak tüm gök cisimleri arasında direkt olmasa da en azından dolaylı bir ilişki var. Bu açıdan bakıldığında sadece Dünya'da yaşamın olması, diğer gezegenlerin varlığını anlamsız kılmaz.

Kararlı Zihin

"Hayatta ne yapmak istediğinizi bilmiyorsanız, dünya size anlayışlı davranabilir ve öneriler sunabilir. Fakat bu önerilerin genellikle sizin ihtiyaçlarınızla hiç alakası yoktur, çünkü sizin gibi kimse gerçekten ne istediğini bilemez. İşte bu yüzden ne istediğinizi bilmediğinizde, sizin için başarı ne ifade ediyorsa etsin başarılı bir hayat sürmek zordur. Dünyaya çok belirsiz bir mesaj gönderir ve siz de belirsiz ya da uygunsuz karşılık alırsınız. Dünyanın düzeni budur. Ne istediğinize yoğunlaşırsanız, dünya onu almanızda size yardımcı olur. Bütünsel iyileşme dünyasında, her hastalığın duygusal bir kaynağı vardır. Bu yüzden fiziksel iyileşme olmadan önce hastalığın duygusal kaynağının iyileşmesi gerekir. Başkalarının ne düşündüğünün bizim için önemli olmasının sebebi de gerçekten ne istediğimizi bilmediğimizdir." John C. Parkın - S.ktir Et Kitabının Yazarı