Siyah Karanlık Mıdır, Yoksa Karanlık Mı Siyah?


Siyah bir renk midir? Kırmızı renk ile siyah renk arasında ne fark var? Karanlık kavramı ile siyah renk arasındaki fark nedir, sonuçta ikisi de göze aynı görünüyor?


Öncelikle görünür bant diye tanımlanan ışık frekansı aralığından bahsedelim. Bu frekans aralığındaki ışıklar gözümüze renk olarak görünürler. Örneğin görünür bantta olan en düşük frekanstaki ışık mor, en yüksek frekans ise kırmızı olarak gözükür. Aralıkta kalan frekanslarda mor, yeşil, sarı vs. şeklinde gözükür. Eğer tüm bu frekansların hepsine birden sahip bir ışıktan bahsediyorsak, bu ışık beyaz olur.


Şimdi, önümüze bir kırmızı telefon koyalım. Bulunduğumuz oda dışarıdaki ışıktan tamamen yalıtılmış ve odada beyaz renkli bir lamba yanıyor olsun. Lambadan ortaya çıkan görünür bantta tüm frekanslara sahip foton kırmızı telefona ulaşır ve telefon fotondaki kırmızıya denk gelen frekans dışındaki tüm frekansları adeta emerek yok eder, sadece kırmızı rengin frekansına sahip foton olarak bu fotonu yansıtır. Nihayetinde cisimden foton yansır, gözümüze gelir ve fotonun frekansı kırmızı olduğundan baktığımız bu telefonun kırmızı renge sahip olduğunu söyleriz.


Peki ya önümüze siyah telefon koyup ona baktığımızda ne olur? Bu sefer lambadan çıkan foton siyah telefona ulaşır, telefon fotondaki görünür banttaki tüm frekansları emer. Kırmızı telefonun aksine, hiç bir frekansta foton yansıtmaz. Nihayetinde cisimden foton yansımaz, doğal olarak gözümüze foton gelmez ve ortada görünür banta sahip foton olmadığından baktığımız telefonun siyah renge sahip olduğunu söyleriz.


Son olarak her iki telefonu da önümüze koyup onlara bakalım, fakat bu sefer odadaki beyaz lambayı kapatalım. Lambadan görünür bantta herhangi bir foton yayılmıyor, ve doğal olarak telefonlara herhangi bir foton ulaşmıyor ve yine çok doğal ki ne kırmızı telefon ne de siyah telefon üzerilerinden görünür bantta olan herhangi bir foton yansıtmıyorlar. Nihayetinde her iki cisimden de gözümüze foton gelmez. Ne demiştik? Eğer görünür bantta gözümüze foton (ışık) gelmiyorsa baktığımız şeyin siyah renge sahip olduğunu söyleriz. O halde önümüzdeki 2 telefonda artık siyah renge sahip. Hatta ve hatta telefonların üstünde durduğu masa, duvarlar, etraftaki her cismin "artık" siyah olduğunu söylemeliyiz. Ancak günlük yaşamda alışageldiğimiz üzere, cisimler renk değiştirmez, sadece ortam karanlık olduğundan cisimleri görmediğimizi söyleriz. Aslında teknik olarak tam manasıyla, hiç bir abarta yapmadan söyleyebiliriz ki fiziksel olarak odadaki her şey artık gerçekten siyahtır.


Çizimlerde de fark edileceği üzere bizim algımızda fark yaratan şey (cismi nasıl gördüğümüz), gözümüze gelen/gelmeyen ışıktır. Cisimlere nasıl veya ne tür ışık geldiğinin aslında bir bakıma önemi yok. Bu açıdan ikinci ve üçüncü örneklere ait çizimlerin algımız açısından birebir aynı olduğu söylenebilir (ikisinde de göze gelen görünür bantta ışık yok).

Aslında bu noktada siyah ve karanlık kavramlarını biraz irdelememiz gerekiyor. Siyah aslında günlük yaşamda kabullendiğimizin aksine bir renk değil, renksizliktir, ışıksızlıktır, diğer bir deyişle karanlıktır. Aslında lamba yanıyorken, baktığınız siyah telefon aslında siyah renk değil, karanlıktır!! Zihniniz bu son paragrafımı anlamakta direnç gösterebilir. Çünkü hayata çok farklı bir açıdan bakmaya çalışıyoruz ve buna hiç alışkın değiliz. Siyah telefon ve karanlık oda örneklerini tekrar düşünüp, üzerine yoğunlaşmanızı tavsiye ederim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapağı Açık Buzdolabı